Bir Blog Yazarının Hayatı ve Kazandığı Paralar

0
36

Öncelikle peşin peşin şunu söylememde fayda var ki; siz bu yazıyı okurken dahi paracıklar banka hesabıma akmaya devam ediyor. Hatta son 1-2 aydır inanılmaz bir kazanç artışı var; “maşallah” deyin nazar değmesin, aman ha! Uzunca bir zamandan beri yazmayı planladığım bu yazı için nihayet uygun zamanı bulabildim ve aldım kalemi elime. Nereden başlasam bilemiyorum ama emin olun; tüm doğruları birebir aktaracağım size!

Bu yazı, birçok insanın blog yazarları ile ilgili hayallerini içermektedir. Hayal ürünü yani hayal ürünü..

Şimdi şöyle söyleyeyim; blog yazarı olmadan önce çok sıradan ve aksiyonsuz bir hayatım vardı. Evden okula, okuldan eve gidip duruyordum. Ve tabii harçlığımı babam veriyordu, verdiği kadarıyla harcıyordum. Bir gün işte yine böyle bilgisayar başında zaman öldürürken; blog açmaya karar verdim. Ve aslında tüm bu lüks yaşamın, aksiyonun ve göz önünde olmanın da kilit noktası o karar oldu! Tabii ben bunun bilincinde olmadan vermiştim o kararı. Planladığım şey; keyif aldığım işi yapmak yani yazı yazmaktı.

Başlarda çok da bir etkisini de hissetmedim aslına bakarsanız! Her gün 2-3 tane yazı yazıyor, okuyucularım ile paylaşıyordum. Sağ olsun bazıları ilgi gösterip yorum yazıyor ve benimle etkileşime giriyordu. O dönemler, bir blog yazarı olarak en keyif aldığım iş okuyucularım ile etkileşime girmekti.

Derken günler böyle ilerleyip durdu. Ben yazdım, yazdıkça daha da adım duyuldu. Zaman su gibi akıp geçiyor ve ben farkında olmadan inanılmaz paralar kazanmaya başlıyordum. Bu dönemler içerisinde tanıştığım blog yazarları ile güç birliği sağlıyor, kazançlarımızı neredeyse ikiye hatta üçe katlıyorduk. Misal; birçoğunuzun tanıdığı Fatih’le (Fozdemir) henüz yolun başındayken tanışmıştık. Benzer kafa yapılarında olduğumuz için kısa sürede çok büyük işlere imza attık ve dostluğumuzu pekiştirdik. Madem lafı açıldı, neler yaptık-neler yapacağız biraz anlatayım müsaadeniz ile..

Ülke Seyahatlerimiz

Bir markanın sponsorluğunda dünyanın birçok ülkesini ziyaret edip, çeşitli gözlemlerde bulunduk. Gittiğimiz ülkelerde farklı farklı insanlarla tanışıp, çevremizi inanılmaz geliştirdik. Bu seyahatler esnasında harcadıklarımız konusuna ise aslında girmemek lazım.

Hiç unutmuyorum bir keresinde; Fatih’le bir akşam yemeğine 10.000 Türk Lirası bırakmış ve bu durumdan epey rahatsız olmuştuk. O dönem kazık yediğimizi düşünsek de; orayla ilgili yazdığımız yazıdan en az 4-5 katını kazanmamız bizi rahatlatmış ve acıyı hafifletmişti. Hani ilk dönemler olduğu için 10.000 Türk Lirası falan bizim için büyük rakamlardı, yoksa şimdi umurumuzda olmaz tahmin edebileceğiniz üzere.

Önemli Markalar ile Yapılan Toplantılar

Başta Microsoft ve Apple olmak üzere dünyanın pek çok önemli markası ile aynı masada bulunup, fikir alışverişinde bulunduk. Özellikle Fatih ile Bill Gates’in atışmaları unutulacak cinsten değildi! Bir keresinde yine böyle önemli bir toplantıdayken; Bill, Fatih’in üzerine yüksek sakarlık yeteneği ile viskisini dökmüş ve tüm masayı kahkahaya boğmuştu.

Aslında rahmetli Steve Jobs ile tanışıklığımız da bu toplantıların bir tanesinde gerçekleşmiş ve vefatına kadar büyük bir samimiyet ile devam etmişti. Kör-badem göz sözünü bir kenara bırakacak olursak; gerçekten adam gibi adamdı kendisi. Zaten cenaze törenine de bir çelenk göndermiştik.

Uçak Hızında Özel Hayatımız!

Paranın akmaya başlamasıyla beraber kızların da inanılmaz ilgisini çekmiştik. Gittiğimiz her mekanda masamız doluyor ve her hafta bazen her gün farklı bir kızla eğleniyorduk. Şimdilerde akıllandığımız için kimseye para yedirmiyoruz lakin bir dönem mankenlerle çok yakından ilgilenmiş, kendilerini hayli kovalamıştık.

Bu konudaki anılarımızı anlatmak istemiyoruz zira blog açısından hiç uygun değiller! Ama emin olun dev eğleniyorduk, çılgın atıyorduk çılgın!

Etkinliklerin Aranılan Adamları!

Türkiye içinde ve Türkiye dışında neredeyse düzenlenen birçok davette adımız ilk sıralara yazılıyordu. Zira katıldığımız etkinlikleri fotoğraflayıp blog’da paylaşmamız insanların acayip ilgisini çekiyor, haliyle düzenleyenler de bu durumdan inanılmaz prim yapıyordu. Çok toyu adam ettik, çok insanı sosyeteye soktuk.

Bugün önemli yerlerde olan pek çok organizasyon sahibi, bulundukları konumu bize borçlular.

Üniversite Seminerleri

İşin en keyif aldığımız kısmı! Türkiye’deki pek çok üniversiteye gidip blog yazarlığı hakkında sunumlar yaptık. İnsanları bu konuda bilinçlendirip, sektöre yeni blog yazarları kazandırdık. Bu seminerlerde tanıştığımız insanların bazıları ile hala görüşüyor ve fikir alışverişinde bulunuyoruz.

Şuanda Neler Yapıyoruz?

Eskiye nazaran biraz daha geri plandayız diyebilirim. Yüksek çalışma temposunun verdiği yorgunluk sebebiyle bir süreliğine inzivaya çekildik.

Üniversite yaşamımızdan arta kalan vakitte; ben yeni aldığım lüks arabam ile ilgilenirken, Fatih de şehrine açtığı blog’la ilgili projelerini gözden geçiriyor. Tabi kişisel blog’larımıza yazmayı unutmuyor ve yazılarla okuyucuları besliyoruz.

Gelecek ile İlgili Planımız

Şahıs ve firmaların teklif ettiği 10 Türk Lirası ederinde ki tanıtım yazıları ile sermayemizi genişletip ve zenginliğimizi korumayı planlıyoruz. Öte yandan; bize inanılmaz değer verip, hak ettiğimiz rakamları teklif eden “enayi” şahıs ve markaları da yolmaya devam edeceğiz.

Eee sonuçta oturup 3-4 saatte bir yazıyı hazırlayan insanların hak ettiği rakam 10 Türk Lirasıdır, öyle değil mi? Gezip görüyor bir de oturduğumuz yerden yazı yazıyoruz, Allah aşkına bundan kolay iş mi var?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı girin